6 Eylül 2016 Salı

The NOTEBOOK..film izliyoruz



                                                      THE NOTEBOOK
Twitterda gördüğüm replik ile The Vow filminin fragmanı bir kere daha izledim.Fragmanın girişinde daha önce birçok kez adını duyduğum ama bir türlü izleyemediğim The Notebook filmine hızlı bir geçiş yaptım.Ve evet açıklıyorum uzun zamandır komedi filmleri aksiyon filmleri arasında kayışı koparmışçasına gezinen ben romantik komedilerden gına gelmişken İHTİYACINI DUYDUĞUNUZ HÜZÜN BULUNMUŞTUR alarmlarını filmin sonunda almış bulunmaktayım.

Deli gibi sahneler var.12 yıl geçmiş üzerinden ve hala bu derece sahne nadirdir.Hemde 1 tane değil.
Mesala sokak lambası sahnesi.1 benzeri yok.Kuğulu göl sahnesi hele efsane...

Ağlayacağım diye kendimi şartlandırdığım filmlerde ağlayamasamda bu sefer not şimdi spoi içeren cümle kuracağım kadın hatırladığında bile hala kendime kızıyordum herkes gözyaşından bitap düşüyor filmde sen dur duygusuz derken adamın bir sedyede nakli kalp atışlarının durması ve bunama sonucu unuttuğu eşine bakan kadın..Beni asıl eriten kadının bakışları oldu.Noah amcamızın bir an öldüğünü düşünüp Allie teyzemizin tek başına kalması..Çocukları olabilir ama onlarda hiç anneleri için acı çekmedi...

Velhasıl kelam Allie teyzemizin bakışlar olayı bitirir.Burnumu çeke çeke başladığım yazıya sakince devam ediyorum.
  

Ya Lon onun yaşadıkları da ayrı bir film olur..Savaşta yaralanan  kahraman zengin yakışıklı beyefendimiz ilk görüşte etkilendiği hikayesini bilmediği hemşiremiz yüzünden başına gelenler...

Hayatına aldığı kendine sevdiğini söyleyen hatta gelinliğini bile aldığı en önemlisi kalan ömrünü geçirmeye karar verdiği sevgiliisi önce aldatıyor sonra terkediyor...Yazık değil mi Lon'a..

Şimdi çoğu kız Allie yerinde olmak istedi..En azından onun kadar sevilmek...Tabiki herkes ister.Ben de isterim.Ama birçoğumuz hatta çoğunluğumuz Lon'u aldatıp Noah'a gitmezdi.Bizde Onur Şeref Aşk'tan önce gelir belki de bu yüzden.En fazla ileri gideceği önce Lon'dan ayrılır ki bizde birisi için birisinden ayrılmak büyük ayıptır.Sonra Noah'a giderdi.Belki de sabit temelli düşüncelerin üzerinde izlediğim için filmi büyük aşka kapılamadım.

Hele 2 3 sene önce izlediğim bir Türk filminde kadın ve adamın aşkı bundan çok daha büyüktü.Kadın kocasını yıllarca tren istasyonunda beklemişti.Yaklaşık 50 yıl sonra adam ile kadın karşılaştı.Adam ilk önce torununu gördü sonra da sevdiği kadını..Kadın adamı gördükten sonra fenalaştı ve öldü...
Yani aşktan aşka yol çok...







5 Eylül 2016 Pazartesi

Hayal Kurmak...Saçmalamak...

     

Buraya aklınıza gelecek en güzel hitabet cümlesini kondurdum farzederek başlamak istiyorum.

    Ne yapacağımı ne olacağını pek kestirenlerden değilim.Kesin olmayan hedeflerimde vardır.Ama müthiş derece de hayal kurarım. Edebiyata aşık olduğum söylenemez ama kelimelerin dizilişine hayranımdır.

    Bu günlerde kendimi herkesten soyutlamakla başladım işe.Kimseyle samimi olmuyorum.Herkes beni benim onların tanımasını istediğim kadar tanıyor.Yeni çevreler edinme ihtimalim yüksek bir yerdeyim.Ama onlardan galiba kaçıyorum.Liseden kalma bir arkadaşım konuşursam onunla telefonda konuşuyorum.En büyük arkadaşım hayaller diyebilirim.Kendim hakkında kurduğum hayaller televizyonda gördüğüm karakterler üzerine hayallerim, kitaptaki karakterleri oturttuğum hayaller ve birde hayali kitabımın hayali karakterleri üzerine hayallerim.

  Odaklanmak isteğim bir konu yok.Bir anda farklı yerlerde oluveriyorum.Ama hayaller alemindede yaşayan biri olmadım hiç.Eğer yastığa başımı koyduğumda gözlerimin gördüğü renk siyah değilde farklı renkler oluyorsa başlıyorum hayal kurmaya...Anlayacağınız çoğunluk gibi geceleri hayal kurarım.En olmadık yerlere sürüklenirim.

        Belki mutlu dediğiniz gruptan olmadığım için.Ki halada anlamam bir insan mutlu olduğunu sevdiğini nasıl anlar.Küçükken babama sormuştum.Baba sevmek ne oluyor diye.Babamda bir kişiden sana zarar gelmeyeceğinden eminsen o kişiyi seversin demişti.Ama şuan babamın dediklerini güven olarak algılıyorum.Neyse kafam çok karışık amacım ne niye bu blogu açtım onu bile bilmiyorum.


Yeni ve en güzel hayallerde buluşmak ümidiyle....


Assuming you want to start your next sentence here, I planted the most beautiful oratory mind.


   
İ dont now, what to do...
I have no definite goals..I set up awfully well imagine. I am not so in love with literature, but I'm a fan of the arrangement of words.


    
These days, I talked myself all the abstract, but I started work
I can not be intimate with anyone..All of them my possibility to get me surrounds me as much as I want them to recognize tanıyor.y new high yerdeyim. but they think without the kaçıyorum.lise a friend Andie diyebilirim.k him on the phone konuşuyorum. great friend of dreams dreams dreams I set upon characters ever seen on television, I sat in the dreams of the characters in the book and my book on the fictional characters in an imaginary dreams.


  
I dragged the focus to request a topic this goes on at different places oluveriyorum. but dreams I am not someone who lives in aleminde hiç.eg pillow on my head set when color is not black he saw my eyes to dream I start, if happening in different colors ... like the majority you can see at night where we have dreamed kurarım. that.


        
Maybe happy that you love is happy to understand the ropes of The K I have people from the group that also how  father to sormuştum.bab to love what will harm you from a person I going diye.baba're sure you love that person demişti. up my mind if algılıyorum.n confidence as they say my now father I am very confused what purpose do not even know why I opened this blog.

New and hoping to meet the most beautiful dreams